www.kebir.net
  "Hayatı derinlerde yaşayanların sitesi"

       Sadece paylaşmak için...


 ANA SAYFA | TÜRKÇE MÜZİK | ŞİİRLER | YAZILAR | DİN ve HAYAT | HİKAYELER | BANA ULAŞIN! | AMACIM 

GERÇEKTEN MÜSLÜMAN MISINIZ?

Kendinize, gelişmiş toplumların neden Müslüman toplumlar olmadığını hiç sordunuz mu? Ben defalarca sordum. Ama sormak yetmediği gibi yaptığımız anlamsızlıkların bedelini de ödemiyor. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin Müslüman olan birinin kendini belli etmesi gerekmez mi? Peki nasıl? Maalesef günümüzde Müslüman toplumlar gelişmemiş ya da gelişmekte olan toplumlar. Dünyada söz sahibi bir Müslüman toplum yok. Nedeni ise bence çok basit. Biz gerçekte Müslümanlığın ne olduğunu anlamıyoruz. Yaptığımız sadece bize söylenen doğrulara inanmak ve hayatımız boyunca bunlara güvenip, sonumuzu bu sanılara emanet etmek. Düşünmek mi? Çok zor bizim için. Hatta tehlikeli. Müslümanlıkta en çok yanlış anlaşılan konu sorgulamaktır. Hiç bir Müslüman sözde dinini sorgulayamaz. Bu ona haram kılınmıştır. Çünkü sorgulamak onun gibi bir kulun haddine değildir! Oysa ki gerçek iman ancak sorgulamayla olur. Çünkü aklın ve kalbin ortak hareket etmesi gerekir. Bu ancak kafamızdaki ve kalbimizdeki soru işaretlerini gidermekle mümkün olacaktır. Nedense biz sorgulamak kelimesinden isyan etmekten başka anlam çıkartmıyoruz. Neden sorgulamıyoruz? HAŞA!!! Biz basit bir kuluz. Yıllardır peygamberler geldi, alimler geldi, bu işe kafa yormuş muhterem insanlar geldi. Onlar gerekeni yaptılar. Bize düşen onların söylediklerine güvenmek. İşte bu yüzden biz hiç bir noktaya ulaşamıyoruz. Sizce Türkiye neden geri? O da basit. Çünkü kimse üzerine düşeni yapmıyor. Sorgulamıyor. Herkes kendi menfaatine uyan neyse ona devam, aksi ise dur diyor. Düşünmeyi, yapıcı bir şekilde eleştirmeyi, kıyaslamayı, soru sormayı, çözüm aramayı unutmuş bir toplumun Müslüman olması düşünülemez. Olduğu zaman da ancak bizim kadar olur. En basit ve güncel örneği televizyon programlarında çıkan saçma yarışmalardır. İnsanlarımız o kadar boş vakte ve kişiliğe sahipler ki hayatlarında kendilerini adadıkları hiç bir gerçek yok. Başkalarının hayatları ya da oyuncak duyguları onları tatmin edebiliyor. Bu kadar basit yaşamaya alışmış bir toplumun gerçek anlamda düşünmesini ve yorumlamasını beklemek belki de biraz hayal oluyor. Oysa ki Müslüman denildiğinde insanların aklına, aklı ve mantığı ile yürüyen, hayatı seven, yaptığı her şeyi kendisiyle beraber çevresi için de düşünen, sağ duyulu, ilime ve emeğe saygı duyan, barışı ve üretmeyi esas alan, paylaşımı her şeyin üstünde tutan insanlar gelmeliydi. Ne yazık ki gelmiyor...

Size soruyorum. Lütfen siz de kendinize sorun. Nasıl bir Müslümansınız? Allah'ı kimden duydunuz? O'nu nasıl tanıdınız? O'nu anlamak için neler yapıyorsunuz? Eğer bu soruları irdelemeye başlarsanız göreceksiniz ki yaşamda boşlukta duran bir çok soru var ve bunlar sizin için belki de hayati bir önem taşıyor.

Bugün gençlerimizin çoğu konuşmasını, ahlakını bilmiyor. Neredeyse herkes için küfretmek doğal bir tepki sayılıyor. Şiddet ve öfke hepimizi sarmış. Nerede olursak olalım, ne yaparsak yapalım hep kendimizi düşünmemiz bize öğretilmiş. Yüzlere bakamıyoruz. Bir şeyler istenir diye selam veremiyoruz. Söyleyin lütfen biz Müslüman mıyız?

Ben bir parçayım. Ben Allah'ın bir parçasıyım. Hepimiz gibi... O halde O'na yaraşır davranmak benim varoluş borcum ve yaşama kaynağımdır. O'ndan güç alırım ve O'na inanırım. O'nunla severim, O'nunla yan yana mücadele veririm. Ben O'nunla gözümü açtım, O'nunla kapatırım. İlk kelimem O idi, sonuncusu da O olacaktır. Ne bildiysem bana O gösterdi ve ne istediysem bana sadece O yardım etti. O'nunla güldüm bu kaypak dünyada, O'nunla anladım insan olduğumu. O'na sığındım. Tek amacım; O'nun dostluğunu kazanmak, boşuna gelmediğimi kanıtlamak kendi özüme, bilmek, anlamak, sevmek, barışı ve paylaşmayı hayatım boyunca yaşamaktır. Ne kazandıysam bu hayata sahip çıkanlarındır. O'nunla birlikteyken kaybedeceğim hiç bir şey olamaz!

Melih Sarıoğlu


 

Geri Dön

 


©kebir