Genelde yaptığım gibi fırından ekmek almak
için güzel bir sabah yine evden çıktım. Fırına girdiğimde sadece bir
müşteri vardı ve ödemesini yapıyordu. Poşetine doldurduğu temiz ekmeklerin
kokusuyla derin bir nefes çekerken fırıncı da müşterisine ekmek vermek
için kullandığı ellerle parayı aldı ve bir o kadarını da geri ödeme için
güzelce okşadı. Aklıma bu paraların kimlerin elinden geçtiği geldi. Burada
yazmak istemiyorum çünkü bir daha ekmek yemenizi engellemek istemem...
Tabi ekmeklerin sağ elle, paranın ise sol
elle verilmesi pek mümkün değil ama rafa kadar tertemiz ortamlardan geçen
ekmeğimizin bir çırpıda bir kaç parmak darbesi ile pislenmesi bana üzüntü
veriyor. Düşünsenize, temiz tesisler kurun, fırını temiz tutun, her gün
tırnak kontrolü yapın ama sonunda ekmeği kendi ellerinizle pisletin.
Gerçekten üzücü...
Bir yandan yeni bir müşteri girdi fırına.
Kelli felli görünse de oldukça atik biriydi ki hemen bir ekmeğin üstüne
saldırdı. Ekmeklere olan yakın ilgilisi beni bir hayli duygulandırdı.
Sanki fırına onları özlediği için gelmiş. Bir an kendimi evcil hayvanların
bulunduğu bir ortamda sandım çünkü müşteri tek tek tüm ekmekleri
okşuyordu. Sanırım amacı günün en önemli besini olan ekmeğin en tazesini
almak. Haksız da sayılmaz. Fırıncı da malının kalitesinin herkes
tarafından kontrol edilebilmesinin verdiği rahatlıkla dimdik kasanın
başında "elleriyle" bekliyordu.
Elimden geldiğince adamın ellediği
ekmeklerin hangileri olduğunu ezberlemeye çalıştım. Tabi ki amacım onları
almamak. Ama ezberlemek çok zordu. Hem diğerlerinin ellenmediği ne
malum?:)
Bütün bu diyalogların sonunda aklıma
çıkışta bir soru geldi. Temizlik nereden gelirdi??? |